Fırtınalarına kapıldığım arzu denizlerde, çınar ağacımız hep dedikçe büyüyecek, hep, hep...

 Sizlere bir devirden bahsetmek istiyorum. Kaset ile kalem arasındaki ilişkiyi bilir misiniz? 90' lı yıllardan bahsediyorum.  2000 e 5 kala takvimler Mayıs ayını gösterdiğinde bir gece televizyon ekranlarında fenomene dönüşen koşan bir adamı tanıdı Türkiye, bu Fergan Mirkelam'dı, namı-ı değer Mirkelam...olağanüstü bir projeydi.

 Umur Turagay'ın klibi, Serra d'Autry'nin yarattığı imaj ve İskender Paydaş'ın düzenlemesiyle Her Gece bir gecede dillere dolanır. Henüz albüm çıkmamıştır bile. 31 Mayıs 1995 tarihinde çıkardığı albümü ile çok iyi bir satış grafiği yakalar. Kendi adını taşıyan albüm bir günde 200 bin, toplamda 750 bin satar.

 Ben Türk Pop Müziği tarihini Mirkelam'dan önce ve Mirkelam'dan sonra olarak ayırıyorum.

 Bu İskender Paydaş olan esaslı sağlam bir projeydi. Türk Pop tarihimizin son 20 yılına dönüp bakacak olursak, kuşkusuz ki Mirkelam'ın adı en üst sıralarda yer alacak.

  Başta büyük yankı uyandıran, medya tarafından şişirilen, önce patlayıp sonra sönen şarkıcılardan farklı olarak Mirkelam, kendine has üslubu ve dili, yaptığı müzikle ve yazdığı şarkılarla onlardan olmadığını ve farkını gösterdi. Dolayısıyla Mirkelam, patlayıp sönen bir şarkıcının çok ötesinde, her daim kendi rüzgârını estiren ve sözünü söyleyen bir şarkıcı oldu. Daha sonra gelen albümlerin çıkış şarkıları Her Gece kadar şaşaalı ve iddialı olmasalar da her biri şahsına münhasırdı.

                                                          

İkinci albümünü İskender Paydaş'sız yapar. 1998 yılında kendi adını taşıyaan ikinci albümü ile tekrar karşımıza çıkan Mirkelam yine çok konuşulacak ve dillerden düşmeyecek parçalarla müzik dünyasıda idi.

Özellikle "Ah Bir Joker" adlı çalışma müzik listelerini alt üst ediyor ve Mirkelam yine kendinden bekleneni müzik severlere fazlasıyla veriyordu. Bu albümde de kendi söz ve müziklerini yorumlayan Mirkelam'ın bu albümü aynı zamanda promosyon çalışmalarını düzgün bir şekilde yapmayan plak şirketi ile yaptığı son albüm olmuş oldu...Ki ben bu albümün Dünya ya açılmasını istiyordum, o zamanlarda Rai müziği diye birşey yoktu, Mirkelam onun öncüsü olabilirdi...

En son alböm çalışmasının ardından üç yıl geçtikten sonra Mirkelam tekrar İskender Paydaş çalışır ve yanlarına yükselen değer Volga Tamöz'ü de alırlar ve Unutulmaz Albümü yayınlanır. Mirkelam 2001 yaz sıcağında herkese "Terle" diyor ve Avrupa Birliği'ne nazire yaparcasına 'Kokoreç' i sahipleniyordu. Bu albüm Türkiye de ilk defa olarak Dolby Sarround olarak kaydedilmişti. Mirkelam albümünde slogan sözler katarak bunları şiirsel bir zeminde eritiyordu. Niye aramıyorsun? diyerek veburnundan soluyarak kapısına dayanan sevgilisine 'aman canım, ne olur affet, hadi biryerleregidelim' anlamında 'Kıvır, kıvır' diyor ve dinleyenlerini eğlendiriyordu. İlk duyuşta sadecebir slogan olduğunu düşündüren 'Terle' de tereddüt edip de bu tende, ateşini terle söndürmetavsiyesinde bulunuyordu. Ayrıca 'Unutulmaz' da 'Allah belanı versin' demek yerine(bunudiyen insanlar varken...) 'Dudaklasın sızlaşın başka biri öptüğünde' şeklindeki nazik sitemi kullanıyordu...